Özet

Giriş: Günümüzde akut karaciğer yetmezliği ve son dönem karaciğer hastalığında tek tedavi seçeneği karaciğer naklidir. Uygun verici eksikliği ve acil organ gereksinimi sebebiyle ABO uyumsuz karaciğer nakilleri, komplikasyonları sık olmasına rağmen yapılmaya devam etmektedir. Cerrahi tekniklerdeki gelişmeler ve antimikrobiyal profilaksi stratejilerindeki ilerlemelere rağmen, enfeksiyonlar hala önemli bir komplikasyon olup, ölümlerin başlıca sebebi olmaya devam etmektedir. Bu çalışmada, merkezimizde yapılan ABO uyumlu ve uyumsuz karaciğer nakli alıcıları, enfeksiyonlar ve sağkalım yönünden retrospektif olarak incelendi.
Gereç ve Yöntem: Organ nakli ekibi tarafından, Mart 2002 ile Ocak 2011 arasında nakil yapılmış toplam 16 ABO uyumsuz karaciğer nakli alıcısı çalışmaya alındı. Kontrol grubu olarak ABO uyumsuz alıcılardan bir önce ve bir sonraki toplam 32 ABO uyumlu karaciğer alıcısı seçildi. Her iki hasta grubunun nakil sonrası bir yıllık süreye ait bilgilerine hasta kayıtlarından ulaşıldı.
Bulgular: Karaciğer nakli sonrası bir yıllık sürede, ABO uyumsuz hastaların 12’sinde (%75), ABO uyumlu hastaların ise 21’inde (%65,6) en az bir enfeksiyon atağı saptandı (p=0,509). Enfeksiyon atak hızı ABO uyumsuz grupta %175; ABO uyumlu gurupta ise %113 olarak tespit edildi (p=0,262). Operasyon sonrası bir yıl içinde ABO uyumsuz hastaların sekizi (%50); ABO uyumlu hastaların  ise dokuzu (%28,1) kaybedildi (p=0,135). Her iki grupta mortalite ve enfeksiyon oranları yönünden fark saptanmadı. ABO uyumlu ve uyumsuz olan karaciğer nakil alıcılarında en sık izole edilen bakteri Pseudomonas aeruginosa idi.
Sonuç: Çalışmamız, enfeksiyon oranları ve sağkalım bakımından ABO uyumsuz nakillerin ABO uyumlularla benzer olduğunu göstermektedir. Merkezler ve hasta grupları arasında komplikasyonlar açısından farklılıklar olmasına ve uyumsuz hastalarda komplikasyonların daha fazla olacağı endişesine rağmen, özellikle acil durumlarda ve seçilmiş olgularda ABO uyumsuz karaciğer naklinin bir seçenek olabileceği akılda tutulmalıdır. Ancak, yine de bu konuda daha ileri çalışmalara gereksinim bulunmaktadır.