Özet
Giriş: Şiddetli akut solunum yolu sendromu-Koronavirüs-2 (SARS-CoV-2) ilk olarak 12 Aralık 2019’da Wuhan’da ortaya çıktığından beri, dünya çapında hızla yayıldı ve bir pandemi haline geldi. Sağlık çalışanlarının Koronavirüs hastalığı-2019 (COVID-19) hastalarıyla sıklıkla temas halinde olmalarından dolayı, genel popülasyona göre daha sık etkilenebilirler. Bu çalışmada hastanemizde COVID-19 hastalarıyla sıklıkla karşılaşan sağlık çalışanları arasında, SARS-CoV-2 seroprevalansını ve virüse karşı gelişen IgG antikor düzeylerini araştırmayı amaçladık.
Gereç ve Yöntem: Veri tabanından 182 sağlık çalışanı belirlendi ve verileri geriye dönük olarak analiz edildi. Daha önce polimeraz zincir reaksiyonu pozitifliği olan, hamile, otoimmün hastalık öyküsü veya immünosüpresif tedavi öyküsü olan katılımcılar çalışma dışı bırakıldı. Katılımcılar, COVID-19 hastalarıyla temas sıklıklarına göre (yüksek ve orta riskli) gruplandırıldı. Tüm numuneler, ELISA yöntemiyle anti-SARS-CoV-2-IgG antikorları için aynı anda test edildi. Kategorik değişkenleri karşılaştırmak için ki-kare testi kullanıldı. Uygun olanlarda t-testi ve bir ANOVA testi yapılmıştır.
Bulgular: SARS-CoV-2 hastalarına maruz kalan 182 sağlık çalışanının serolojik testleri, bu kişilerin %13,2’sinin (182 kişiden 24’ü) asemptomatik veya subklinik SARS-CoV-2 enfeksiyonu geçirmiş olabileceğini gösterdi. Yüksek riskli katılımcılar arasında koku ve tat alamama, istatistiksel olarak anlamlı risk faktörleriydi. Antikor pozitiflik oranı doktorlar (p=0,030) ve koku ile tat alamama şikayeti bulunan olgularda (p=0,047) diğer olgulardan anlamlı şekilde daha yüksek saptandı. Ek olarak, SARS-CoV-2 antikor düzeyleri ise sırasıyla, yüksek riskli olgularda (p=0,046), klinik belirtileri (p=0,008), miyalji (p=0,039) ve koku ile tat alamama şikayetleri (p=0,025) olan hastalarda anlamlı şekilde daha yüksek saptandı.
Sonuç: Çalışmamız, COVID-19 hastalarıyla yakın teması olanlar arasında SARS-CoV-2’nin asemptomatik veya subklinik enfeksiyon prevalansını belirlemek için, serolojik testlerin yararlı olduğunu göstermiştir. Serolojik testler, özellikle sağlık çalışanları arasında COVID-19 enfeksiyonu prevalansının belirlenmesine yardımcı olabilir düşüncesindeyiz.